Frida Kahlo, sadece bir ressam değil; aynı zamanda bir yaşam manifestosu, bir başkaldırının, acının ve özgünlüğün sembolüdür. 1907 yılında Meksika’da doğan Frida, henüz genç yaşta geçirdiği ağır trafik kazasıyla hayatı boyunca sürecek fiziksel acıların içine düştü. Ancak o, bu acıyı bir zayıflık değil, üretkenliğin ve ifade gücünün kaynağına dönüştürdü.

Sanatında bedenini, acılarını ve tutkularını hiç çekinmeden kullandı. Yaptığı otoportrelerde, hem fiziksel ızdırabını hem de aşklarını, kimlik arayışını ve toplumsal baskılara karşı duruşunu işledi. Frida'nın eserleri, sürrealizmle gerçeklik arasında gidip gelen, fakat her daim duyguların çıplaklığıyla örülüydü.

Siyasi olarak da aktif olan Frida, Meksika’nın sosyalist hareketleriyle iç içe yaşadı; devrimci kimliği, sanatının her köşesine yansıdı. Kadın kimliğini, doğaya ve köklerine olan bağlılığını daima cesurca savundu. Onun hayatı; direnişin, kendiyle hesaplaşmanın ve farklı olmanın güzelliğinin ta kendisidir.

Ahmegon’un özel koleksiyonundaki Frida Kahlo biblosu, bu güçlü sanatçının ilham verici hikâyesine bir saygı duruşudur. Zamana meydan okuyan bu özel biblo, tarih biblo figurleri kategorisinde estetikten çok daha fazlasını sunar.