
Osmanlı İmparatorluğu’nun askerî tarihinde önemli bir yere sahip olan Yatağan kılıcı, yalnızca bir silah değil, aynı zamanda Osmanlı savaş geleneğinin sembollerinden biridir. 16. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanan bu kılıç, özellikle Yeniçeriler tarafından tercih edilmiştir. Hafifliği, keskinliği ve ergonomik yapısıyla Osmanlı ordusunun hem yakın hem de orta menzilli savaşlarda üstünlük sağlamasına katkıda bulunmuştur.
Yatağan kılıcı, kıvrımlı ve genişleyen namlusu ile dikkat çeker. Çoğunlukla 60 ila 80 cm uzunluğunda üretilen bu kılıç, hem güçlü kesikler atabilmek hem de kolay manevra kabiliyeti sağlamak için tasarlanmıştır. Sap kısımlarında fildişi, kemik veya abanoz gibi malzemeler kullanılırken, kabzalarında Osmanlı estetik anlayışını yansıtan zarif süslemeler bulunur. Kılıçların üzerine işlenen besmele, ayetler ve dualarsa, ona yalnızca savaş gücü değil, manevi bir değer de kazandırırdı.
Bugün Yatağan kılıcı, Topkapı Sarayı, Askerî Müze ve çeşitli özel koleksiyonlarda sergilenmektedir. Osmanlı’nın askeri ustalığını ve estetik anlayışını bir arada yansıtan bu eserler, geçmişin ihtişamını günümüze taşıyan sessiz tanıklardır.