Hz. Ali’nin efsanevi kılıcı Zülfikar, İslam dünyasında sadece bir savaş silahı değil, aynı zamanda cesaret, adalet ve kahramanlık sembolü olarak kabul edilmiştir. Zülfikar hakkındaki menkıbeler, tarih boyunca Doğu ve Batı kültürlerinde farklı şekillerde anlatılmış ve yorumlanmıştır. Doğu kültürlerinde, Zülfikar kılıcı genellikle İslam tarihî kaynaklarında ve edebiyat eserlerinde yer alır. Özellikle Şii ve Sünni tarihçiler, kılıcın Hz. Ali’nin savaşlardaki başarılarını ve adaletli liderliğini simgelediğini vurgulamışlardır. Bu menkıbeler, halk hikâyeleri, destanlar ve minyatür sanatında sıkça işlenmiş, Zülfikar kılıcının manevi gücünü öne çıkarmıştır.

Batı kültüründe ise Zülfikar, Haçlı Seferleri ve Osmanlı-Batı etkileşimleri sırasında tanınmış ve bazen efsanevi bir kılıç olarak anlatılmıştır. Avrupalı tarihçiler ve ressamlar, Zülfikar’ı cesaret ve kahramanlık simgesi olarak tasvir etmiş, Doğu’daki mitolojik anlatımları Batı perspektifiyle yorumlamıştır.

Zülfikar menkıbeleri, kültürler arası etkileşimin güzel bir örneğini sunar. Hem Doğu hem Batı kaynaklarında kılıcın manevi, kahramanlık ve adalet sembolü olarak yer alması, tarih boyunca insanlara ilham vermeye devam etmiştir. Bugün minyatürler, el yazmaları ve edebî eserler, Zülfikar’ın kültürel etkisini gözler önüne seren değerli kaynaklar arasında sayılmaktadır.